28 Eylül 2009 Pazartesi

Meyve suyu hakkında bilmediklerimiz...

Meyve suyunda sağlık var... Vücudunuzda enerji üreten tüm hücreler düzenli olarak oksijene ihtiyaç duyar. Bu nedenle oksijen yaşamın temelini oluşturur. Diğer yandan oksijen vücut hücrelerinde yandığında serbest radikaller veya oksijen içeren son ürünler oluşur. Antioksidanlar vücut hücrelerinde, dokularda ve hücre çoğalmasını kontrol eden DNA’nın yapısında hasara neden olan serbest radikallere karşı savaşırlar. Ultraviyole ışınları, yanıklar ve sigara gibi çevresel faktörler de serbest radikal oluşumuna neden olur. Serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarı kanser, kalp ve damar hastalıkları, katarakt, artritler ve yaşla ilintili fonksiyonel kayıp riskinin azalması gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sorunlarla karşılaşmamak için sağlıklı beslenmek büyük önem taşır.


Gelin meyve suyu kategorisinde, sağlıklı ve bilinçli beslenebilmek için akla gelen biriki soruyu yanıtlayalım :O)


‘Konsantreden olan’ ve ‘konsantreden olmayan’ ne demek?

Meyve suyu, nektar, meyveli içecek veya aromalı içeceklerden herhangi birini üretirken kullanılan meyve suyu için iki yol bulunmaktadır: Birincisi ve en yaygın olanı; kısa anlatımı ile, ‘sıkılmış’, ‘pastörize edilmiş’ ve içindeki saf suyunun büyük kısmı buharlaştırılarak ‘konsantre edilmiş’ meyve suyu konsantresi kullanmak. İkincisi ise ‘sıkılmış’ ve ‘pastörize edilmiş’ meyve suyu kullanmaktır. Bu ürünler arasındaki fark, etiketlerde “konsantreden üretilmiştir” veya “konsantreden üretilmemiştir” ibareleri ile belirtilir.

Ürünü açtıktan sonra neden 2 gün içinde tüketmem gerekiyor?

Ürünün bozulmasını sağlayan etken küf ve mayalardan oluşan ‘mikroorganizmalar’dır. Bu mikroorganizmalar bertaraf edilmediği takdirde, meyve suyu ve diğer içecekler doğal olarak birkaç saatte; buzdolabında saklanırsa 2-3 gün içinde bozulurlar. Evde sıkarak elde ettiğimiz meyve sularında bunu gözlemlemek gayet kolaydır Ambalajlı ürünlerde, mikroorganizmaların etkisiz hale getirilmesi, pastörizasyon-sterilizasyon işlemiyle gerçekleştirilmektedir. Ambalaja konmak suretiyle de ürünün havayla teması kesilmekte ve böylece mikroorganizmalar mutlak surette etkisiz hale getirilmektedir. Meyve suyu ambalajı açıldığı anda havayla temas başladığı için, tıpkı evde hazırladığımız meyve suları gibi kısa sürede bozulma başlar. Buzdolabında saklamak şartıyla 2 gün içinde tüketmeniz gerekiyor. Yani, ürünlerde hiçbir koruyucu madde bulunmaz.

Meyve sularında katkı maddesi kullanılıyor mu? Ürünlerde katkı maddesi bulunmuyor ise nasıl bozulmadan bekleyebiliyorlar?

Türkiye'de 1980'li yıllardan bu yana meyve suyu ve türevlerine, Gıda Kodeksi'ne göre koruyucu madde katılmasına izin verilmemektedir. Zaten uygulanan koruma teknolojisi de, koruyucu kullanılmasını gerektirmez. Uzun bir raf ömrü için öncelikle meyve sularında bozulmaya yol açan mikroorganizmaların öldürülmesi ve daha sonra da mikroorganizma bulaşmayacak şekilde ambalajlanması gerekir. Mikroorganizmaların ölmesi için meyve suyu, 95 – 99 °C’da, 30 – 60 saniye boyunca tutulur, hemen ardından 20 santigratta soğutulur ve aseptik ‘yani her tür zararlı mikroorganizmadan arındırılmış’ bir bölmede steril ambalaja doldurularak, aynı anda kapanır. Pastörize edilen meyve suları, doğrudan ambalaja doldurulur ve kapatıldıktan sonra bir duşlu tünelde su ile soğutulur. Meyve sularının muhafazası için koruyucu kimyasal madde kullanılması tamamen yasaktır. Ambalaj açılmadıkça koruma etkisi sürer. Eğer ürün koruyucu içerseydi, ambalajı açıldıktan sonra da meyve suyu bozulmazdı.


Hangi meyve suyu sağlığa daha yararlıdır?

Her meyve suyunun, içeriğinde bulunan meyvelere göre sağladıkları faydalar da değişiklik gösterir. Ancak bu, birinin daha yararlı olduğu değil, farklı noktalarda yararlı oldukları şeklinde yorumlanmalıdır. Bazı meyve sularının antioksidan kapasitesi diğerlerinden daha yüksek düzeydedir. Başka meyve suları yalnızca antioksidan değil aynı zamanda vitamin ve mineral deposudur. Burada önemli olan, meyve suyu satın alırken içeriğindeki vitamin ve mineral bileşiklerinin, etiketi okuyarak iyi anlaşılması ve bu yönde seçim yapılması önerilmektedir

Türkiye’de en çok hangi meyve suyu tüketiliyor?

Türk meyve suyu tüketicisinin en fazla tükettiği meyve suyu çeşidi ve tadı, şeftali nektarıdır. Şeftali nektarını sırasıyla, vişne ve kayısı nektarı takip etmektedir. % 100 meyve sularında ise en çok karışık ya da çoklu olarak tabir edilen ürünler ile elma, portakal ve nar suları tüketilmektedir.

Sitrik asit neden E330 olarak adlandırılıyor? E kodu ne anlama geliyor?

Gıda maddelerinin zararsızlık durumu, bilimsel araştırmalar sonunda belirlenir. Zararsızlık dozu belirlenen ve güvenli kullanım koşulları bilinenlere bir kod verilir. Bu kod, Avrupa Birliği’nin simgesi olarak, Avrupa sözcüğünün İngilizce söylenişi olan ‘Europe’ kelimesinin baş harfinden gelen E kodudur. Bu ve benzeri kodlar, endeksleme sistemi oluşturulmak için verilir. Böylelikle, tüketicinin de ambalaj üzerinde bilgilendirilmesi amaçlanır. Bu kodlar Avrupa Birliği tarafından her katkı maddesi için belirlenir. E330 ise bu grupta, sitrik aside verilen koddur.

Antioksidan nedir? Meyve suyunda bulunur mu?

Antioksidan, organizmada serbest radikalleri tutan bileşiklerin genel adıdır. Sindirim, gerilim, çevre gibi faktörlere bağlı olarak oluşan serbest radikaller, hücreye ve DNA'ya zarar verir. Ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalanmayı kolaylaştırır ve yaşlanma sürecini hızlandırır. Antioksidanlar işte bu zararlı etkileri ortadan kaldırma görevi görürler. Bu nedenle sağlıklı yaşam için yeterli miktarda alınmaları önerilir. Meyve, sebze ve bir meyve türevi olan meyve suyu doğal antioksidan bakımından en zengin gıdalardır. Özellikle meyve suyuna kırmızı rengini ve ekşi tadını veren bileşiklerin antioksidan etkisi oldukça yüksektir. Bunlar, vişne, nar, üzüm gibi meyvelerde bulunur.

Meyve suyu, diş çürüklüğüne neden olur mu?

Diş çürüklüğünü kolaylaştıran etkenler flor eksikliği ile ağız ve diş hijyeni eksikliğidir. Eğer bu iki konuya özen gösteriliyor ve düzenli olarak diş fırçalanıyorsa, herhangi bir gıdanın, özellikle dişe yapışma olasılığı olmayan ve ağızda kalma süresi çok kısa olan sıvı gıdanın diş çürüklüğüne neden olması olasılığı çok kısıtlıdır.



İşte böyle... başka aklınıza gelen sorular olursa, yanıtlayabilirim.

Sevgilerimle meyve dostlarım : )



Meyve Adam

Dünya meyve suyu devleri İstanbul’da buluşacak!

Sevgili meyve suyu dostları... 16. IFU Dünya Meyve Suyu Kongresi, 4-5 Mayıs 2010’da 400 kişinin katılımıyla Swissotel’de yapılacak!

Uluslararası Meyve Suyu Üreticileri Federasyonu (IFU), iki yılda bir geleneksel olarak düzenlediği, çeşitli ülkelerden gelen sektörün profesyonelleri ve üreticilerini buluşturduğu Meyve Suyu Kongresi’nin 16.sı 2010 yılında İstanbul’da düzenleyecek. MEYED’in ev sahipliğinde, 4-5 Mayıs tarihleri arasında, Swissotel’de gerçekleşecek olan kongrede, meyve suyu, teknoloji ve inovasyon boyutu, güvenli ve sağlıklı gıda ilişkisi, kalite konusunda, düzenleyici ve yasal gelişmeler ile ticari ve pazarlama boyutu olmak üzere etraflıca masaya yatırılacak. Kongreye, dünya çapında ham madde/meyve üreticileri ve tedarikçileri, meyve suyu üreticileri, ambalaj firmaları, ulusal devlet yetkilileri, sivil toplum örgütleri, enstitüler, üniversiteler ve yayıncılardan oluşan geniş bir katılım bekleniyor.

Avrupa’nın yeni yıldızı Türkiye!
Türkiye’de toplam meyve suyu tüketiminin son 9 yılda 2.8 kat artarak, 780 milyonun üzerine çıktığını, kişi başına tüketimin son 5 yılda 2‘ye katlanarak 11 litreyi aştığını ve Türk meyve suyu üreticilerinin 150’den fazla ülkeye 131 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini vurgulayan MEYED Başkanı Alaaddin Güç, Parma’da gerçekleşen IFU çalıştayının ardından Türkiye’nin, Avrupa’nın yeni yıldızı olarak IFU 2010 Kongresi için seçilen en uygun ülke olduğunu ifade etti.

Bir tarım ülkesi olan ve sayısız meyve çeşidi yetiştiren Türkiye’nin, yurtdışındaki potansiyelinin artırılması için MEYED’in çeşitli faaliyetler yürüttüğünü söyleyen Güç, teknolojiden yönetmeliğe her türlü konuda AB standartlarının yakalanması için çaba gösterdiklerine dikkat çekti. MEYED ev sahipliğinde gerçekleşecek söz konusu kongrenin ise bu uğurda yapılan çalışmaların önemli ve somut adımlarından biri olduğuna dikkat çekti.

Jud: Türkiye sektörde öncü olacak
Kongre için İstanbul’a geleceği için mutlu olduğunu belirten IFU Başkanı Bruno Jud, Türkiye meyve suyu pazarının artan tüketim trendleri ve ihracat rakamları ile yakın bir gelecekte ‘Avrupa’nın gıda sepeti’ olma yolundaki en önemli adaylardan olacağını öngördüklerini vurguladı. Reel ekonominin kendini toparlamaya başlamasıyla, 2000 yılından bu yana özellikle %100 meyve suyu ve nektar tüketiminde gözlenen etkileyici artışın tüm hızıyla devam edeceği kanısında olduğunu ifade eden Jud, kaliteye verdiği önemi her geçen gün arttıran Türkiye’nin çok kısa bir zamanda küresel meyve suyu sektöründe öncü konuma geleceğini de dile getirdi. 2010 kongresi için İstanbul’un seçilmesinin nedenini ise şöyle açıkladı:
“Boğaz Köprüsü ve konumuyla iki kıtayı birleştirmesi özelliği nedeni ile de İstanbul eşi benzeri olmayan bir şehir. Köprü aynı zamanda IFU’yu da simgeliyor, çünkü biz de meyve suyu dünyasını bilim, sağlık ve teknolojiyi ile birleştirme görevini üstleniyoruz. Diğer bir deyişle İstanbul, IFU’nun vizyonunu yansıtıyor. Türkiye meyve suyu sektörünün başarısını da hesaba katarak, MEYED’in IFU Kongresi’ni İstanbul’da gerçekleştirme talebine hemen ‘evet’ yanıtını verdik. Bu sektör için çalışan uzmanlar ile İstanbul’da bir araya gelmek için sabırsızlanıyoruz.”

Bildiri yayınlamak için başvurular 31 Ekim’e kadar sürecek…
İki gün süreyle, gıda uzmanlarının araştırma sunumlarını gerçekleştireceği, dünya çapında sektör temsilcileri tarafından takip edilen kongrede yaklaşık 25 tebliğ yayınlanacak. Etkinlik detayları ile ilgili bilgiye ve başvuru formlarına
http://www.ifu2010istanbul.com/ adresinden ulaşılabiliyor. Başvurular, 31 Ekim 2009 tarihinde son buluyor.