28 Mayıs 2009 Perşembe

Ya 5 meyve ye ya suyunu iç kampanyası başladı!


Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) , meyve suyunun sağlıklı yaşam ile ilişkisini ortaya çıkarmak ve ambalaj üzerindeki etiketin doğru okunmasını sağlayarak, kamuoyunu ürün kategori farklılıkları konusunda bilgilendirmek amacıyla ‘Ya 5 meyve ye ya suyunu iç’ adını verdiği bir kampanya başlatıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ‘Güvenilir Gıda, Sağlıklı Yaşam’ kampanyasının da destekçisi olan bu projenin, Türk halkına sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırma yolunda önemli bir adım olacağına inanılıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün de aynı amaçla desteklediği ‘5 plus a day’ (Günde 5 ya da daha fazla) kampanyası kapsamında günde 5 öğün meyve ve sebze tüketilmesi öneriliyor ve 1 bardak meyve suyu da bir porsiyon meyve ile eşdeğer olarak kabul ediliyor. Türkiye’de ise kişi başına düşen yıllık meyve suyu tüketimi, son yıllarda gözle görülür bir ivme kazanmasına rağmen henüz 11 litre civarında bulunuyor. Meyve suyunun en büyük pazarı olarak kabul edilen Almanya’da bu rakamın 35 litre olması, Türk tüketicisinin meyve suyu konusunda daha çok bilinçlenmesi gerektiğine işaret ediyor.


O halde ya 5 meyve yiyoruz ya suyunu içiyoruz:)

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Türk'ler meyve suyunda şeftali tadını seviyor...

Türk meyve suyu tüketicisinin en fazla tükettiği meyve suyu çeşidi ve tadı, şeftali nektarıymış Şeftali nektarını sırasıyla, vişne ve kayısı nektarı takip ediyor. % 100 meyve sularında ise en çok karışık ya da çoklu olarak tabir edilen ürünler ile elma, portakal ve nar suları tüketiliyormuş.

Hımm...Bana göre hepsi güzel...:)

14 Mayıs 2009 Perşembe

Meyve Suyu Kutusundan Tekne Olur mu?:)

İzmir'deki bir danışmanlık şirketinin sahibi ve eğitim danışmanı Ali Rıza Avcan, iş yerlerinden topladığı 1200 meyve suyu ve süt kutusunu tekne haline getirip yüzdürdü. Bu da benim yüzümü güldürdü:)

http://www.tv8.com.tr/haber/hdetay.asp?hid=3219

8 Mayıs 2009 Cuma

Meyed, 1. İstanbul Sosyal Medya Mangalı'nın Meyve Suyu Sponsoru Oldu

Meyve suyu kutularının üzerine bıraktığım gizemli adresi görüp, blogumu ziyaret eden sizlere şimdiden teşekkürler:P

Afiyet olsun, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmesin:)

Sağlıklı beslenme bilincini arttırmaya biraz katkımız oluyorsa ne mutlu bizlere...

Başka etkinliklerde, bloglarda, sosyal ağlarda, en sık da bu blogda, meyve suyu seven, içen, sağlıklı beslenenlerle görüşmek üzere:)


Uzay istasyonuna taze meyve-sebze gönderildi

Dünyanın kıymetini bilelim:)

http://www.sabah.com.tr/Dunya/2009/05/08/uzay_istasyonuna_kargo_gemisi_gonderildi

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Günde bir bardak vişne suyu vücudun günlük antioksidan ihtiyacını karşılamaya yetiyor…

Canlı kırmızı rengi ve tatlı ekşi tadından dolayı, yıllar boyu özellikle reçel ve turta yapımında kullanılan ve daha çok suyu ile karşımıza çıkan vişne, içeriğinde bulunan doğal bileşikler sayesinde birçok hastalığa karşı koruyucu kalkan görevi görüyor. Tam bir vitamin ve mineral deposu olan vişne meyvesinde bulunan A ve C vitamini ile sodyum, potasyum, kalsiyum ve fosfor mineralleri, özellikle ateşli hastalıklara karşı güçlü bir silah.

Yakut kırmızısı vişnenin “ekşi” artıları saymakla bitmiyor…

Ferahlatıcı etkisi yüksek bir meyve olan vişnenin şeker oranı kirazdan düşük olduğu için daha az kalori içeriyor. Diareyi kesmesi ve idrar söktürücü özellikleri, mide ve karaciğerin düzenli olarak çalışmasına yardımcı olmasının yanı sıra, vücutta biriken fazla suyun dışarı atılmasında etkin rol oynuyor. Sindirim sisteminin dengeli ve düzenli fonksiyonu için önemli bir meyve olan vişne ile ilgili yapılan ön araştırmalar gösteriyor ki; vişnedeki “antosiyanin”ler, kolon kanseri riskini de önemli ölçüde azaltıyor.

Kırmızının Gücü: “Vişneye can alıcı kırmızısını veren ‘Antosiyanin’ neye yarıyor?”

Kırmızı ve mor renkli meyve ve sebzelerde, çiçeklerde, morumsu yapraklı ağaçlarda bulunan renk verici bir madde olan antosiyanin, içinde bulunduğu meyvede çok güçlü bir antioksidan yani hücre yaşlanmasını önleyici bir etki yaratıyor. Antosiyanin yardımıyla sağlıklı dokuları ve hücreleri koruyan vişne böylelikle, anti-aging özelliği de taşıyor ve kanser ile kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Antosiyanin oranının yükseldiği koyu renkli olan vişnelerde, aynı zamanda daha fazla miktarda minerale rastlanıyor.

Japon beslenme uzmanları tarafından, Tsuda Üniversitesi’nde 2003 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, hipoinsülinemi ve hipoglisemiye yol açabilen yüksek yağ içeren besinlerin verdiği söz konusu zararlar, antosiyanin sayesinde dengelenebiliyor. Diğer bir deyişle, şeker düzeyi düşük olan vişne, kilo kontrolünde önemli bir görev üstleniyor. Michigan Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar, antosiyanin maddesinin kolesterolün, kan şekerinin düşürülmesi ve karaciğerde daha az yağ birikimi konusunda çok etkili olduğunu ortaya çıkarıyor. Vişne ise, antosiyanin açısından en zengin meyveler arasında yer alıyor.

Günde bir bardak vişne suyu, vücudun günlük antioksidan ihtiyacını karşılıyor…

Beslenme uzmanları, günlük antioksidan ihtiyacının karşılanması adına günde 3,000 – 5,000 ORAC (Oksijen Radikalleri Emilme Kapasitesi) ünite alınmasını öneriyor. Yaklaşık 100 gram vişne suyu konsantresinde ise, 12,800 ORAC ünite bulunuyor. Bu da gösteriyor ki, günde bir bardak olarak tüketilecek vişne suyu, vücudun antioksidan ihtiyacını ciddi ölçüde karşılıyor. American Journal of Clinical Nutrition (Amerikan Klinik Beslenme Yayını) tarafından 2006 yılında yapılan açıklamaya göre vişne, kırmızı şarap, bitter çikolata ve portakal suyunu geride bırakarak, en yüksek antioksidan içeriğe sahip 50 besin arasında 14üncü sırada yer aldı.

Doğal bir ağrı kesici: Vişne Suyu !

Michigan Eyalet Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, “antosiyanin” olarak bilinen kırmızı kimyasalların aynı zamanda kas ağrılarını hafifletebileceği belirtiliyor. Spor egzersizleri ve ağırlık çalışmalarının hemen sonrasında oluşan geçici kas zedelenmelerinde, içeriğindeki antosiyanin sayesinde vişne etkin rol oynuyor. Yaklaşık olarak 100 – 120 vişnenin antosiyanin içeriğine sahip olan bir şişe vişne suyu, ağrı kesici yerine doğal ve keyifli bir alternatif sunuyor.

Zihin açıklığı için vişne suyu !

Damar sertleşmesini önleyen, kan basıncını düzenleyen ve iltihaplanmaları durdurucu özelliğe sahip olan vişne, aynı zamanda halk arasında “zihin açıklığı” olarak tabir edilen zeka açıklığı ve hafıza gelişimi için de son derece faydalı. Tufts Üniversitesi tarafından yapılan açıklamaya göre antosiyanin, beyin hücre duvarlarına en etkili şekilde nüfuz ederek antioksidan koruması gerçekleştiriyor. Uzmanlar, sürekli olarak öğrenmeye koşullanmış öğrencilerin, günde bir bardak vişne suyu tüketmesini öneriyor..

Türkiye vişne üretiminde dünya ikincisi !

Hemen her türlü iklim koşulunda yetişebilen ve Türkiye’nin her bölgesinde üretimi yapılan vişne, meyve suyu üretimine oldukça uyumlu bir meyve olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre, dünya vişne üretimi verilerine bakıldığında Türkiye, 186 bin ton ile Polonya’nın ardından, tüm dünyada ikinci sırada yer alıyor. 2008 verilerine göre, 2002 – 2008 yılları arasında % 86 oranında önemli bir artış gösteren ve dünyanın ikinci büyük vişne üreticisi koltuğuna yerleşen Türkiye’de, dünya vişne üretiminin % 16sı gerçekleşiyor. Türk tüketicisi tarafından en çok tercih edilen iki tat arasında yer alan vişne, bu defa şeftali nektarının ardından % 24 oranla yine ikinci sıraya yerleşiyor.

Taze Sıkılmış Ne Demek?

Konsantre kullanılmadan meyvenin suyunun, sınai ölçekte sıkılıp pastörize edilerek doğrudan şişelenmesi ve ambalajlanması ile yapılan meyve sularını ifade edebilmek için kullanılan bir tanımlamadır.

• % 100 meyve suyu etiketi üzerindeki içerik bilgilerinde, ‘su’ eklendiği belirtiliyor. O zaman neden %100 olarak adlandırılıyor?

Meyvelerin üretim ve hasat zamanları birbirinden farklıdır ve bu sebeple, her mevsim bütün meyveler hazırda bulunmaz. Gerek lezzet açısından gerekse içerdiği vitamin, mineral gibi yararlı maddelerin oluşması açısından meyvelerin, doğal mevsiminde olgunlaşması çok önemlidir. Olgunlaşmasını tamamlamış meyveler sıkılarak elde edilen ‘meyve suyu’; meyve şekeri, vitamin, aroma ve çeşitli minerallerden oluşan ‘meyve özü’ ve sudan oluşmaktadır. Meyve suyu içindeki su (H2O) oranı genel olarak %75 ila %90 seviyelerindedir. Elde edilen bu meyve suyunun bozulmadan saklanması hem çok pahalıdır hem de risklidir. Bu sebeple içinde yüksek oranda bulunan suyun büyük kısmı buharlaştırılarak, ‘meyve suyu konsantresi’ haline getirilir. Bu işlem, vakum altında ve düşük ısıda gerçekleştirilerek, meyve suyunun ‘öz’ü çok yüksek oranda korunmuş olmaktadır.

Elde edilen konsantre gerektikçe meyve suyu üretiminde kullanılmaktadır. İşte bu kullanım sırasında, konsantreye sadece daha önce buharlaştırılmış suya eşit miktarda su ilave edilir. Böylece ilgili meyve suyu, konsantre edilmeden önceki haline dönüşmüş olur. İlave edilen su, özellikle duyusal, mikrobiyolojik ve kimyasal bakımdan uygun özelliklerde ve ‘İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğe’ uygun niteliktedir. Etikette üzerinde ‘su ilavesi’ ibaresi işte bu nedenle belirtilir.

‘Konsantreden olan’ ve ‘konsantreden olmayan’ ne demek?

Meyve suyu, nektar, meyveli içecek veya aromalı içeceklerden herhangi birini üretirken kullanılan meyve suyu için iki yol bulunmaktadır:
- Birincisi ve en yaygın olanı; kısa anlatımı ile, ‘sıkılmış’, ‘pastörize edilmiş’ ve içindeki saf suyunun büyük kısmı buharlaştırılarak ‘konsantre edilmiş’ MEYVE SUYU KONSANTRESİ kullanmak.
- İkincisi ise ‘sıkılmış’ ve ‘pastörize edilmiş’ MEYVE SUYU kullanmaktır.

Bu ürünler arasındaki fark, etiketlerde “Konsantreden üretilmiştir” veya “Konsantreden üretilmemiştir” ibareleri ile belirtilir.

Meyve suyu nedir? Hangi içeceklere meyve suyu diyoruz?

Halk arasında meyve suyu ve benzeri içeceklerin tümü ‘meyve suyu’ olarak adlandırılır. Ancak bu içecekler, meyve oranına göre farklı kategorilere ayrılır. Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olarak 4 kategori tanımlanmıştır. Bunlar sırasıyla aşağıdaki gibidir:

o Meyve suyu (% 100 oranında meyve)
o Meyve nektarı (%25 - %99)
o Meyveli içecek (%10 - %24)
o Aromalı içecek (%10’dan az)

Yukarıda da bahsettim gibi, çok uzun yıllar meyve suyu içeriği dikkate alınmadığı için, her türlü meyveli içecek ‘meyve suyu’ olarak adlandırılmış. Şu anda yasa ile tariflenmiş olmasına rağmen, zihninizde ‘meyve suyu’ ile nektar, meyveli içecek ve aromalı içecek kavramları birbirine karışıyordur. Bu karışıklığı bertaraf etmek ve sizleri en doğru şekilde bilgilendirmek amacıyla meyve suyu üreticileri etiketlerinde ‘meyve suyu’ yerine ‘%100 meyve suyu’ yazmayı tercih ediyor.

Meyve'ye ulaşmanın en pratik yolu: Meyve Suyu!

Meyve suyu denilince aklımıza kalorili bir içecek olduğu geliyor. Öyle mi peki? Her konu hakkında görüş belirten uzmanlarımız bu konu hakkında da şunu söylemiş: “meyveden dönüşen bir içecek olarak, meyve suyunun sağladığı kalori aynı ölçüde”. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de, günde en az 5 porsiyon meyve ve/veya sebze yenmesi, buna alternatif olarak aynı yoğun besin değerlerine sahip olan meyve suyunun içilmesini öneriyormuş.

Potasyum, magnezyum gibi mineraller yönünden zengin olan meyve suyu, meyve çeşitlerine göre içeriğinde barındırdığı A, C, E ve folik asit gibi vitaminler ile sıvının enerjiye hızlıca dönüşmesini sağlıyor. Buna karşılık düşük şeker seviyesiyle yağ içermeyen meyve suyu, yine meyve çeşidine göre değişiklik gösteren polifenol, karoten ve antioksidan seviyesini yükselten antosiyanin gibi etkili doğal bileşikler ile de bir sağlık dopingi niteliği kazanıyor. Kuvvetli bir kahvaltı edemeyen kişilere, özellikle bir bardak meyve suyu içmeleri öneriliyor. Böylece vücut, güne başlarken ihtiyacı olan enerjiyi en pratik şekilde alabiliyor. Yoğun bir günün ardından alınacak meyve suyu ise akşam yorgunluğu ve gerilimini atmaya yardımcı oluyormuş.

Meyve oranlarına göre seçim yapın


Sevgili Dostlarım...Meyve suyu ve benzeri içecekler arasında bilinçli bir seçim yapmak gerek. Her içeceğin meyve oranı farklıdır. Bu ayrımı yapmak için de etiketine bakmak gerekir.

İçerdiği meyve oranına göre meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek, aromalı içecek ve toz içecek olarak farklı kategorileri vardır.

Bilerek içelim!